18 Ekim 2010 Pazartesi

Ortada Namaz Var, Yandan Geç!

Herkesin ibadeti önce kendine. Kişi ile Tanrısı arasında.

Kimseyi kandıramadan, başbaşa; sen konuşursun, O'nun dinlediğini varsayarsın.

Şu koskocaman evrende yanlız olmadığınına inanmak, yeryüzünde - ya da öteki dünyada adalet olduğunu düşünmek, içinde huzurla kaplı bir alan yaratmak, daha iyi bir insan olmak, vesaire için; kendini dış dünyaya kapatır tüm içini Yaradanına dökersin. Gizli saklı olmadan, en temiz halinle.

Eee, peki güzelde, sen ey Şamdaki, Kahire'deki arkadaş; sırf görev ifşa ediyorum diye; kıyafetin pislik içinde, abdestin dışında her yerin leş, seccadeni atıp namazını kıldığın yer, tabakhane denilen en pis çalışma ortamlarından birinin zemini iken; tüm bu saydıklarımdan hangisine denk geliyorsun?

Ey insanoğlu, başkalarını aptal sayarsın ama Tanrı'nı da kör sanırsın? Arabada ilahi dinleyince, pislik içinde namazını kılınca, müslüman kardeşlerine zülm edenlere ömür boyu lanet okuyunca; gerçekten ama gerçekten cennete koşar adım girebileceğine inanıyor musun? Haa, bu arada söylediklerim ışıktan ve sevgiden nasibini almamış soğuk ve karanlık kilisede Tanrı'ya yaklaştığını sananlarla, YHVH'ın "Dinlen" emrini ışığın düğmesine bile basmama olarak algılayanları da kapsamaktadır, yanlış anlaşılmasın. Çünkü gerçekten inanıyorsan tüm bunlara canı gönülden, ben de senin tek hücresel algı seviyesine inip, dertsiz tasasız bir yaşam sürmek istiyorum!

Hiç yorum yok: