24 Kasım 2010 Çarşamba

Sosyalim, Sosyalsin, Sosyal!

Hepimiz sosyal hayatlar sürdürdük ve de çoğunlukla sürdürmekteyiz. Dağda tek başına yaşayanlar bile, hayatta kalmayı sağlayacak en temel bilgileri sosyal hayatlarının başladığı doğum anından itibaren sosyal çevrelerinden öğrenirler. Öğrenmek bile ancak sosyalleşme ile olur. Hepimiz bembeyaz, kokusuz, dışarısı ile bağlantısı olmayan odaların içinde yalnız bir hayat sürdürüyor olsaydık en büyük keşifimiz herhalde cinsel organımızla bir süre oynarsak içimizdeki giderek artan titreşimin takip eden orgazm ile yerini bir rahatlamaya bırakması olurdu herhalde; bir nebze bile olsun öyle bir ortamda zihinsel faaliyetlerimizin, minimumda olsa, aktif olduğunu varsayarsak.
İzlediğimiz her film, okuduğumuz her kitap, yürüken yanımızdan geçen her insan; bağımsız bir birey olan her bir insanın yarattığı etkileşim çerçevesinde, bize zenginlik katar. Sosyalleşme bu nedenle sadece kafede barda etrafı kesmek, caddede bir aşağı bir yukarı 5 saat yürümek değildir. Yaşamsal amacımız olan bilgi ve sevgiye ulaşmamızın tek yolu sosyalleşmektir. Dağda yaşayan yalnız adam, avladığın her av, yanından geçtiğin her ağaç seni de sosyalleştiriyor biliyorum ama yine de; bazen benim tahammül sınırlarımı sonuna kadar zorlasalarda, insansız bir hayat ben düşünemiyorum.