8 Temmuz 2010 Perşembe

Zordur Küçük Şehirde Sinema İzleyicisi Olmak

Koskoca Antalya'da 1 tane sinema kaldığını bile hatırlarım, klasman dışı olanlar (soft-porn oynatanlar) haricinde. Annemin Amadeus'u izleyebilmek için kendisi gibi sinemaya giden diğer 2 kişi ile beraber, 3'er bilet almak zorunda kaldığını bilirim. Spielberg'in "Empire of the Sun"ını izlemeye gittiğimde "koskoca salonda tek kişiye film oynatmayız, bir sonraki seansa gel" diye geri çevrilmişliğim, bunun üzerine bir sonraki seansa bir arkadaşım ile korka korka gidip; bizden başka bir kişiyle beraber, koskoca salonda (!) üç kişi Spielberg'in en güzel filmlerinden birini hayranlıkla izlediğimi hala gülümseyerek anımsarım. Yine aynı arkadaşımla, o sene sinema yazarlarının en iyi film seçtiği ama hakkında en ufak bir bilgiye bile sahip olmadığımız, "Reservoir Dogs"u toplamda 3 kişi ile koskoca sinemada (!) ağzımız açık izlediğimizi de daha dün gibi hatırlarım.
Örnekler çoğaltılabilir, herkesin benzer hikayeleri olabilir. Ama ortak nokta; sinema aşkı, hele küçük şehirde yaşıyorsanız, bazen çok zor yaşanabilir.

Hiç yorum yok: